باب: حق
الضيف في
الصوم.
54- Misafirin Oruç Konusundaki Hakkı
حدثنا
إسحق: أخبرنا
هارون بن
إسماعيل:
حدثنا علي:
حدثنا يحيى
قال: حدثني
أبو سلمة قال:
حدثني عبد
الله بن عمرو
بن العاص رضي
الله عنهما
قال:
دخل
علي رسول الله
صلى الله عليه
وسلم، فذكر الحديث
- يعني: (إن
لزورك عليك
حقا، وإن
لزوجك عليك
حقا). - فقلت: وما
صوم داود؟
قال: (نصف
الدهر).
[-1974-] Abdullah İbn Amr İbn As r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem benim yanıma girerek ...deyip hadisin devamını söylemiştir.
Burada kastedilen şu hadistir: "Seni ziyaret edenin senin üzerinde hakkı
vardır. Zevcenin senin üzerinde hakkı vardır".
Ben: "Davud orucu nedir?" diye sordum. Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem : "Senenin yarısını oruçlu geçirmektir".
باب: حق
الجسم في
الصوم.
55- Oruç Konusunda Bedenin Hakkı
حدثنا
ابن مقاتل:
أخبرنا عبد
الله: أخبرنا
الأوزاعي قال:
حدثني يحيى بن
أبي كثير قال:
حدثني أبو
سلمة بن عبد
الرحمن قال:
حدثني عبد
الله بن عمرو
بن العاص رضي
الله عنهما:
قال
لي رسول الله
صلى الله عليه
وسلم: (يا عبد
الله، ألم أخبر
أنك تصوم
النهار وتقوم
الليل). فقلت:
بلى يا رسول
الله، قال:
(فلا تفعل، صم
وأفطر، وقم
ونم، فإن
لجسدك عليك
حقا، وإن
لعينك عليك
حقا، وإن
لزوجك عليك
حقا، وإن
لزورك عليك
حقا، وإن بحسبك
أن تصوم كل
شهر ثلاثة
أيام، فإن لك
بكل حسنة عشر
أمثالها، فإن
ذلك صيام الدهر
كله). فشددت
فشدد علي. قلت:
يا رسول الله،
إني أجد قوة؟.
قال: (فصم صيام
نبي الله داود
عليه السلام
ولا تزد عليه).
قلت: وما كان
صيام نبي الله
داود عليه
السلام؟. قال:
(نصف الدهر).
فكان عبد الله
يقول بعدما
كبر: يا ليتني
قبلت رخصة
النبي صلى
الله عليه
وسلم.
[-1975-] Abdullah İbn Amr İbnü'l-As şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem bana: "Ey Abdullah! Senin gündüzleri oruç tuttuğun ve
geceleri namaz kıldığın bana bildirilmedi mi zannediyorsun?" dedi.
Ben: "Evet ey Allah'ın resulü" dedim. Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Böyle yapma. Bazen oruç tut, bazen bırak.
Bazen namaz kıl, bazen uyu. Çünkü bedeninin senin üzerinde hakkı vardır.
Gözlerinin senin üzerinde hakkı vardır. Zevcenin senin üzerinde hakkı vardır.
Seni ziyarete gelenin senin üzerinde hakkı vardır. Her aydan üç gün oruç tutman
yeter. Yaptığın her bir iyilik on katı iledir. Öyleyse bu bütün yılı oruçlu
geçirmek gibidir".
Ben bununla yetinmeyerek daha çok ibadet etmeye çalıştım. Bana da sonradan
ağır oldu.
Ben: "Ey Allah'ın resulü! Ben (daha fazlasını tutacak)
kuvvete sahibim" dedim.
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "O zaman Allah'ın
Nebii Davud'un orucunu tut, bundan daha fazla tutma" dedi.
Ben: "Allah'ın Nebii Davud'un orucu nasıldır?" diye
sordum. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Yıl’ın yarısını oruçlu
geçirmektir".
{Ravi diyor ki): Abdullah yaşlandıktan sonra şöyle dedi:
"Keşke Nebi'in ruhsatını kabul etseydim".
AÇIKLAMA: Tüm Yıl / Ömür’ü Oruçlu geçirme’ye dair açıklama 1977
nolu hadis’in açıklamasında.
Konu başlığındaki oruç ile kastedilen "nafile
oruç"tur. Haktan kasıt ise talep edilen şeydir. Bu vacibi de mendubu da
içine alır. Nefsin farz olan hakkı, karşılanmadığında kişinin ölümünden
korkulan durumdur ki burada o kastedilme-mektedir. İbn Huzeyme'nin rivayetinde
şöyle denilmektedir: "Her amelin doruğa çıktığı bir dönem, bir de
kesintiye uğradığı dönem vardır. Kimin amelinin kesintiye uğraması benim
sünnetime doğru olursa o doğru yolu bulmuştur, kimin amelinin kesintiye
uğraması bundan başka bir şeye olursa helak olur".
Nevevî Abdullah'ın yaşlandıktan sonra söylediği sözün anlamı
hakkında şöyle demiştir: Bu, Abdullah'ın yaşlanınca daha önce Resulullah'ın
huzurunda kendi üzerine aldığı şeyi yerine getirmekten aciz kaldığını, acizliği
sebebiyle bunu yapmanın da kendisine zor geldiği, ancak bunu yapmayı üstlendiği
için terk etmeyi de hoş görmediği anlamına gelir. Abdullah bu sebeple Hz.
Nebi'in ruhsatını kabul ederek daha hafif olanı uygulamış olmayı temenni
etmiştir.
Ben (İbn Hacer) derim ki: Abdullah aciz olmasına ve ruhsatı
almış olmayı temenni etmesine rağmen yapmayı üstlendiği ameli terk etmemiştir.
Aksine Husayn'ın rivayetinde yer aldığına göre bir tür hafifletmeden
yararlanmıştır. Şöyle ki:
Abdullah yaşlanıp da zayıf düşünce birkaç gün oruç tutuyor,
sonra bu günler sayısınca iftar ediyordu. Yine bazı geceler namaz kılıyor, bu
geceler sayısınca da namaz kılmayı terk ediyor, bu sayede oruç ve namaz için
kuvvet topluyordu.
O şöyle diyordu: "Ruhsatı kabul etmiş olmayı, ona denk bir
şeyden daha çok isterdim. Ancak ben Hz. Nebi'den ayrıldığımda (Hz. Nebi vefat
ettiğinde) bu ameli yapıyordum. Şimdi bunu terk ederek, yaptığıma muhalif
düşmek istemiyorum".
باب: صوم
الدهر.
56- Bütün Yılı Oruçlu Geçirmek
حدثنا
أبو اليمان:
أخبرنا شعيب،
عن الزهري قال:
أخبرني سعيد
بن المسيب
وأبو سلمة بن
عبد الرحمن: أن
عبد الله بن
عمرو قال:
أخبر
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أني
أقول: والله
لأصومن
النهار،
ولأقومن
الليل ما عشت. فقلت
له: قد قلته
بأبي أنت
وأمي، قال:
(فإنك لا تستطيع
ذلك، فصم
وأفطر، وقم
ونم، وصم من
الشهر ثلاثة
أيام، فإن
الحسنة بعشر
أمثالها،
وذلك مثل صيام
الدهر). قلت:
إني أطيق أفضل
من ذلك، قال:
(فصم صيام داود
عليه السلام،
وهو أفضل
الصيام). فقلت:
إني أطيق أفضل
من ذلك، فقال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (لا أفضل
من ذلك).
[-1976-] Abdullah İbn Amr şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'e benim "vallahi yaşadığım sürece gündüzleri oruç tutacak, geceleri
de namaz kılacağım" dediğim haber verilmiş. Ben: "Evet bunu söyledim,
anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Resulü" dedim.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Buna güç yetiremezsin.
Bazen oruç tut, bazen terk et. Bazen namaz kıl bazen uyu. Her aydan üç gün oruç
tut. İyiliklere on kat sevap verilir. Bu ise bütün yılı oruçlu geçirmek
gibidir" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın resulü benim bundan daha faziletlisini yapmaya
gücüm yeter" dedim. Resulullah: "O halde bir gün oruç tut, iki gün
bırak" dedi.
Ben: "Ben bundan daha faziletlisini de yapabilirim"
dedim. Resulullah: "Bir gün oruç tut, bir gün bırak. Bu Davud (A.S.)'ın
orucudur. Bu en faziletli oruçtur" buyurdu.
Ben: "Ben bundan daha faziletlisini yapabilirim" dedim.
Resulullah: "Bundan daha faziletlisi yoktur buyurdu. ,
AÇIKLAMA: Konu başlığı, bütün
yılı oruçlu geçirmenin meşru olup olmadığı meselesi ile ilgilidir.
Hz. Nebi'in "Buna güç getiremezsin" ifadesi, sözün
söylendiği zamanla ilgili olabilir. Bu durumda Hz. Nebi onun bunu üstlenerek,
kendisini zorluk altına sokacağını ve bundan daha önemli şeyleri ise zayi
edeceğini bildiğinden Hz. Nebi bunu söylemiştir. Hz. Nebi bununla
yaşlandığında ve bunu yapmaktan aciz hale geldiğindeki durumu da kastetmiş
olabilir, nitekim bu da olmuştur. Resulullah onun, bir ibadeti yapmayı üstlenip
sonra aciz düşerek terk etmeyi kötü saymıştır, çünkü bunu yapanlar
kınanmıştır.
باب: حق
الأهل في
الصوم.
57- Kişinin Ailesinin Oruç Konusundaki Hakkı
-رواه
أبو جحيفة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم.
Bunu Ebû Cuhayfe, Nebi s.a.v.'den rivayet etmiştir.
حدثنا
عمرو بن علي:
أخبرنا أبو
عاصم، عن ابن
جريج: سمعت
عطاء: أن أبا
العباس
الشاعر أخبره:
أنه سمع عبد
الله بن عمرو
رضي الله
عنهما:
بلغ
النبي صلى
الله عليه
وسلم أني أسرد
الصوم، وأصلي
الليل، فإما
أرسل إلي وإما
لقيته، فقال:
(ألم أخبر أنك
تصوم ولا
تفطر، وتصلي
ولا تنام؟ فصم
وأفطر، وقم
ونم، فإن
لعينك عليك
حظا، وإن
لنفسك وأهلك
عليك حظا). قال:
إني لأقوى لذلك،
قال: (فصم صيام
داود عليه
السلام). قال:
وكيف؟. قال:
(كان يصوم
يوما ويفطر
يوما، ولا يفر
إذا لاقى). قال:
من لي بهذه يا
نبي الله؟ قال
عطاء: لا أدري
كيف ذكر صيام
الأبد، قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (لا صام
من صام الأبد).
مرتين.
[-1977-] Abdullah bin Amr r.a. şöyle demiştir: Benim peşpeşe (sürekli) oruç
tuttuğum ve geceleri namaz kıldığım Hz. Nebi'e Sallallahu Aleyhi ve Sellem
iletilmiş. Ya o bana haber gönderdi yahut da ben onunla karşılaştım. Bana şöyle
dedi: "Senin sürekli oruç tutup, iftar etmediğin ve sürekli namaz kıldığın
bana iletilmedi mi zannediyorsun? (Böyle yapma). Bazen oruç tut, bazen bırak.
Bazen namaz kıl, bazen uyu. Çünkü gözlerinin senin üzerinde payı vardır.
Nefsinin senin üzerinde payı vardır. Ailenin senin üzerinde payı vardır".
Ben: "Ben bundan daha fazlasını yapabilecek güçteyim"
dedim. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Öyleyse Davud (A.S.)'ın
orucundan tut" buyurdu.
Ben: "O nasıldır?" diye sordum. Hz. Nebi: "Davud
bir gün oruç tutar, bir gün bırakırdı. Düşmanla karşılaştığında kaçmazdı".
Ben: "Ben kim bu mertebe kim ey Allah'ın Nebisi!" dedim.
(Ravi:) Ata dedi ki: 'Tüm ömrü oruçla geçirme hakkında ne dedi
bilmiyorum". Nebi s.a.v. iki kere şöyle buyurdu: "Tüm ömrünü oruçla
geçiren kişinin orucu yoktur".
AÇIKLAMA: Hattabî şöyle
demiştir: Abdullah İbn Amr'ın olayında kastedilen özetle şudur: Yüce Allah
kulunu yalnızca oruçla yükümlü tutmamıştır, farklı türlerde ibadetlerle
yükümlü tutmuştur. Kişi bütün gücünü oruca harcarsa diğer ibadetlerini aksatır.
Öyleyse evla olan oruç konusunda orta yolu izlemek, böylece gücünün kalan
kısmını diğer ibadetlere harcamaktır. Hz. Nebi'in, Davud (a.s.)'ın orucu ile
ilgili şu sözü buna işaret etmektedir: "Düşmanla karşı-laştığında
kaçmazdı’’ yani cihad edebilecek gücü sağlayabilmek için Davud'un oruç tutmadığı
da olurdu.
Tüm Ömrü Oruçlu Geçirmenin (Savmu'd-Dehr) Hükmü
Bu hadis, tüm ömrü oruçlu geçirmenin mekruh olduğuna delil
olarak getirilmiştir. İbnü't-Tîn şöyle demiştir: Bu hadiste yer alan olay şu
yönlerden tüm ömrü oruçlu geçirmenin mekruh olduğunu göstermektedir: Hz.
Nebi'in daha fazla oruç tutmayı yasaklaması, hem oruç tutmayı hem iftar etmeyi
(günü oruçsuz geçirmeyi) emretmesi, "bundan daha faziletlisi yoktur"
buyurması, sürekli oruç tutan kişiye beddua etmesi. îshak ve Zahirîler de tüm
ömrü oruçlu geçirmenin mekruh olduğu görüşünü kabul etmişlerdir. Bu, Ahmed'den
de rivayet edilmiştir. İbn Hazm, bu konuda tek kalarak bunun haram olduğunu
söylemiştir.
Bazıları İse tüm ömrü oruçlu geçirmenin caiz olduğu görüşünü
kabul etmişler, bunu yasaklayan haberleri ise gerçek anlamda tüm ömrü oruçla
geçirmeye yormuşlardır. Çünkü bu durumda tutulan oruca, haram olan bayram
oruçları da girmektedir. İbnü'l-Münzir ve bir grup alim bu görüşü tercih
etmiştir. Hz. Aişe'den bunun benzeri bir görüş rivayet edilmiştir. Ancak bu
görüş itiraza açıktır. Çünkü Hz. Nebi tüm ömrü oruçlu geçirme hakkında soru
soran kişiye "tüm ömrünü oruçlu geçirenin orucu yoktur" buyurmuştur.
Bu, o kişinin ecir ve sevap kazanamayacağı anlamına gelir. Bu ifade, oruç
tutulması haram olan günlerde oruç tutan kimse hakkında söylenmez.
Diğer bir grup ise tüm ömrü oruçlu geçirmenin, buna güç yetiren
ve başka bir hakkı zayi etmeyen kimse için müstehap olduğu görüşünü kabul
etmiştir. Alimlerin çoğunluğu bu görüştedir.
باب: صوم يوم
وإفطار يوم.
58- Bir Gün Oruç Tutup Bir Gün Bırakmak
حدثنا
محمد بن بشار:
حدثنا غندر:
حدثنا شعبة، عن
مغيرة قال:
سمعت مجاهدا،
عن عبد الله
بن عمرو رضي
الله عنهما،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: (صم
من الشهر ثلاثة
أيام). قال:
أطيق أكثر من
ذلك، فما زال
حتى قال: (صم
يوما وأفطر
يوما). فقال:
(اقرأ القرآن
في كل شهر). قال:
إني أطيق
أكثر، فما زال
حتى قال: (في
ثلاث).
[-1978-] Abdullah İbn Amr r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem bana: "Her aydan üç gün oruç tut" buyurdu.
Ben: "Bundan daha fazlasına gücüm yeter" dedim.
Ben böyle demeye devam ettim, nihayet Nebi s.a.v. şöyle buyurdu:
"Bir gün oruç tut, bir gün bırak. Her ay Kur'an'ı oku (hatmet)".
"Bundan daha fazlasını yapabilirim" dedim.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Öyle ise Kur'an'ı üç günde
bir hatmet" buyurdu.
باب: صوم
داود عليه
السلام.
59- Davud Aleyhisselam'ın Orucu
حدثنا
آدم: حدثنا
شعبة: حدثنا
حبيب بن أبي
ثابت قال:
سمعت أبا
العباس
المكي، وكان
شاعرا، وكان
لا يتهم في
حديثه، قال:
سمعت عبد الله
بن عمرو بن
العاص رضي
الله عنهما
قال:
قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (إنك
لتصوم الدهر
وتقوم الليل).
فقلت: نعم،
قال: (إنك إذا
فعلت ذلك هجمت
له العين،
ونفهت له
النفس، لا صام
من صام الدهر،
صوم ثلاثة
أيام صوم
الدهر كله). قلت:
فإني أطيق
أكثر من ذلك،
قال: (فصم صوم
داود عليه
السلام، كان
يصوم يوما ويفطر
يوما، ولا يفر
إذا لاقى).
[-1979-] Abdullah İbn- Amr İbnü'l-As r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem bana: "Sen sürekli oruç tutuyor ve geceleri de namaz
kılıyormuşsun" dedi. Ben: "Evet" dedim.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Böyle yaparsan gözlerin
yorulur, nefsin aciz kalır. Ömür boyu (veya senenin tümünü) oruç tutan kişinin
orucu yoktur. Ayda üç gün oruç tutmak zaten bütün yılı oruçlu geçirmek
gibidir".
Ben: "Bundan daha fazlasını yapabilirim" dedim.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Madem öyle o zaman Davud
(A.S.)'ın orucunu tut. O bir gün oruç tutar, bir gün bırakırdı. Düşmanla
karşılaştığında da kaçmazdı".
حدثنا
إسحق الواسطي:
حدثنا خالد بن
عبد الله، عن
خالد الحذاء،
عن أبي قلابة
قال: أخبرني
أبو المليح
قال: دخلت مع
أبيك على عبد
الله بن عمرو،
فحدثنا:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ذكر له
صومي، فدخل
علي، فألقيت
له وسادة من
أدم حشوها
ليف، فجلس على
الأرض، وصارت
الوسادة بيني
وبينه، فقال:
(أما يكفيك كل
شهر ثلاثة
أيام). قال: قلت:
يا رسول الله،
قال: (خمسا). قلت:
يا رسول الله،
قال: (سبعا). قلت:
يا رسول الله، قال:
(تسعا). قلت: يا
رسول الله،
قال: (إحدى
عشرة). ثم قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (لا صوم
فوق صوم داود
عليه السلام،
شطر الدهر، صم
يوما وأفطر
يوما).
[-1980-] Ebu'l-Melîh (kendisine hadis rivayet ettiği kişiye) şöyle
demiştir; Babanla birlikte Abdullah İbn Amr'ın yanına gittik. Bize şunu
anlattı: Benim oruç tuttuğum Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e
İletilmiş. O benim yanıma geldi. Ben hemen içi lifle dolu deriden bir minderi
onun için serdim. O ise yere oturdu. Minder ikimizin arasında kaldı. Bana şöyle
buyurdu: "Her aydan üçgün oruç tutmak sana yetmiyor mu?".
Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Daha fazlasını yapabilirim"
dedim. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Beş gün tut" dedi.
Ben: "Daha fazlasını yapabilirim" dedim. Hz. Nebi:
"Yedi gün tut" dedi.
Ben: "Daha fazlasını yapabilirim" dedim. Hz. Nebi:
"Dokuz gün tut" dedi.
Ben: "Daha fazlasını yapabilirim" dedim. Hz. Nebi:
"On bir gün tut" dedi.
Ben: "Daha fazlasını yapabilirim" dedim. Hz. Nebi:
"Davud A.S.'ın orucunun üzerinde bir oruç yoktur. Bu da yi/m yarısını
oruçlu geçirmektir. Buna göre bir gün oruç tut, bir gün bırak" buyurdu.
AÇIKLAMA: Hz. Nebi'in
(s.a.v.) mindere oturmaması onun alçakgönüllülüğünü ve kendisini arkadaşına
tercih etmediğini göstermektedir. Minderin içi lif dolu bir deri olması da Hz.
Nebi (s.a.v.) zamanında sahabenin mütevazı bir yaşantıya sahip olduğunu
göstermektedir. Çünkü Abdullah'ın evinde bundan daha iyi bir minder olsaydı
mutlaka bunu Hz. Nebi'e ikram ederdi.
Abdullah'ın Olayından Çıkarılacak Bazı Sonuçlar
Abdullah İbn Amr'ın bu olayından, yukarıda geçenlerden ayrı
olarak çıkarılacak bazı sonuçlar bulunmaktadır:
Hz. Nebi'in ümmetine olan merhamet ve şefkati, Onları kendileri
için yararlı olacak şeylere yönlendirmesi, Devam ettirmeye güç
yetirebîleçekleri amellere teşvik etmesi,
ibadeti tamamen veya kısmen terk etmeye yol açabilecek usanma ve
bıkkınlığa düşmemeleri için ibadette aşırıya gitmelerini yasaklaması. Nitekim
Yüce Allah önce ibadete devam eden sonra ise bu konuda tefrite düşerek
ibadetlerini aksatan bir grubu kitabında kınamıştır.
İnsanın yapmayı üstlendiği ibadet görevlerini sürdürmesi
menduptur.
Kişinin yaptığı salih amelleri, okuduğu virdleri söylemesi
caizdir. Ancak hiç şüphesiz bu riyadan emin olma durumuna özgüdür.
Kişinin ibadet etmeyi üzerine almak için yemin etmesi caizdir.
Bunun yararı, yemin sayesinde kişinin ibadete daha istekli ve dinç olmasıdır.
Bu, niyetin sıhhatini ve ibadetteki ihlası zedelemez. Bu konuda yemin etmek,
kişinin yerine getirilmesi gerekli olan adak hükmüne geçmez.
Kişiden yemin etmesi istenmediği halde onun yemin etmesi
caizdir.
Mutlak nafilenin sınırlandırılması uygun değildir. Bu,
şahıslara, zamanlara ve durumlara göre değişiklik gösterir.
"Anam babam sana feda olsun" demek caizdir.
Hadiste, farklı ibadet türlerinde Nebilere uymaya işaret
bulunmaktadır.
İbadeti terk etme konusunda babaya itaat etmek gerekli değildir.
Bu sebeple Amr, oğlu Abdullah'ı Hz. Nebi'e şikayet etme gereği duymuş, Hz. Nebi
ise Abdullah'ın, babasının sözüne itaat etmemesine tepki göstermemiştir.
Üstün bir kişinin, kendisinden daha düşük bir kimseyi evinde
ziyaret etmesi caizdir.
Misafire, altına minder sermek vb. fiillerle ikramda bulunulur.
Ziyaret eden kişinin, altına serilen mindere oturmamak suretiyle
alçak gönüllülük göstermesi şayet gerçekten alçakgönüllülükten ve ziyaret
edilen kişiye olan ikramdan kaynaklanıyorsa bunun bir zararı yoktur.
باب: صيام
أيام البيض:
ثلاث عشرة
وأربع عشرة وخمس
عشرة.
60- Aydınlık Günler Orucu: Her (Kamerî Ayın) On Üç, On Dört Ve
On Beşinci Günlerinde Oruç Tutmak
حدثنا
أبو معمر:
حدثنا عبد
الوارث: حدثنا
أبو التياح
قال: حدثني
أبو عثمان، عن
أبي هريرة رضي
الله عنه قال: أوصاني
خليلي صلى
الله عليه
وسلم بثلاث:
(صيام ثلاثة
أيام من كل
شهر، وركعتي
الضحى، وأن
أوتر قبل أن
أنام).
[-1981-] Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Dostum bana üç şeyi tavsiye
etmiştir: Her aydan üç gün oruç tutmak, günde iki rekat kuşluk namazı kılmak ve
vitir namazını uyumadan önce kılmak.